15 Ağustos 2009 Cumartesi

Bildiğiniz gibi tatilde ki fotoğraflarımda lekeler vardı. Lekelerin lenslerimde değil sensörümde olduğunu anlayınca ,Makinamı Nikon'un Sirkeci'deki teknik servisine götürmem gerekti.
Makinanızı kendi üreticilerinden almışsanız ücretsiz olarak yarım saat içinde bu işlemi gerçekleştiriyorlar. Kontrolüde makinanın üzerinde ki seri numarası üzerinden yaptıkları çin ayrıca bir evrak,fatura ,vs götürmenize gerek yok. Daha detaylı bilgiyi http://www.nikonservis.com/ sayfasından da edinebilirsiniz.
Önemli bir not cumartesi günü servis 09:00-14:00 saatleri arasında çalıştığı için erken saatte gitmenizde fayda var.
Servisin işinin bitmesini beklerken çok yakınında ki Hayyam Pasajına gittik ve uzun zamandır istediğim tripod (http://www.tripodfoto.com/urun.php?PID=1643) ve tripod için kafa (http://www.tripodfoto.com/urun.php?PID=301)aldım. Hatta yanında bir de uzaktan kumanda da aldım. Klas Foto Market (http://www.klasfotomarket.com/) de ki Vedat Bey'e çok teşekkür ediyorum çünkü fiyat konusunda gerçekten bize çok kolaylık sağladı:)
Alışverişimiz bitip ,makinamızı da servisten aldıktan sonra başladık tahtakalede gezmeye ...
Bakalım objektifimize neler takılmış :))



Nuruosmaniye Camii tadilattaydı



Öğlen acıkınca Nuruosmaniye pasajı içerisinde gizli kalmış ama çevresinde oldukça meşhur olan esnaf lokantası kıvamında ki Bahar restaurant'ta yemeğimizi yedik. oldukça lezzetliydi
Bu sıcakta milletin ne işi var burada , deli mi bunlar :D

Hatice Turhan Valide Sultan Türbesi
Türbe önünde yatan bir evsiz...
Eminönü Yeni Camii



Ezan saati,herkes namaza yetişmenin telaşı içindeyken ve ezan tüm avluda yankılanırken ben de sanki fotoğraf çekerek kendi ibadetimi yapıyordum... Avludan çıkarken kuş gibiydim:)
Kuş demişken...

Teyzemin diline lütfen dikkat edin :)

13 Ağustos 2009 Perşembe

Hatırlarsanız daha önce gün doğarken Kavak'a gelmiş ve sizlerle paylaşmıştım. Bu defa haftaiçi kimsecikler yokken güneşi uğurlamaya gittim. Tıpkı gelişi gibi gidişi de muhteşemdi. Saatlerce orada oturup öylece gökyüzünü seyredebilirim ve inanın hiç sıkılmam. Çocukken oynadığım bir oyun vardı, gerçi "dı" demiyim hala oynarım :) bulutları birşeylere benzetme oyunu , o gece yine kendi kendime oynadım ve inanır mısınız bütün çizgi film karakterleri o gece oradaydı :P
Elimde "Altın Balık" balıkçısından aldığım nefiss!!! uskumrulu balık ekmeğim, gökyüzünde kahramanlarım güneşi uğurladık , yıldızları selamladık ...
Beykoz'a giriş
Beykoz yolunda güneş arkasını dönmüş giderken...





Anadolu Kavağı Yaros kalesinden İstanbul'a bakış








Bu manzarayı gözlerinizle görmelisiniz malesef güzel fotoğraflayamadım..

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Bodrum Bodrum

Koca bir sene çalış dur sonra hepi topu 1 haftacik tatilde dinlen dilenebilirsen...
Oysa tatilde ;
güneşin doğumuna tanıklık etmek ,
Deniz henüz sadece balıklara ev sahipliği yaparken sahilde yürüyüş yapmak,
deniz yeni ütülenmiş çarşaf kıvamındayken çarşafı ilk kırıştıran olmak,
uzun uzun sohbet ederek kahvaltı etmek ,
"tok karna denize girilmez" uyarilarına kulak asmadan kendini suya bırakmak,
şezlonga uzanıp günün gazetesini doyasıya okumak,
bulmaca eki için yaninda kilerle didişmek, kazanan belli olmazsa hep birlikte çözmek,
yanında götürdügün kekin yanına bir keyif çayı isteyebilmek için türlü el kol hareketleri ile şaklabanlıklar yapmak,
sonra yediklerini eritme psikolojisi ile kalkıp "Denize giren var mi?" diye yoklama almak,
Iskelede "en son atlayan dondurmayı alır!" , "Sona kalan diğerlerine masaj yapar!","Beni seven arkamdan gelsin" ,vs..
gibi çocukça şakalarla cümbürcemaat suya atlamak,
ya da söze ihtiyaç duymadan iskelenin başından sonuna kadar koşmak ve son adımını havada hissetmek ve özgürce suya düşmek,
Ilk yata kadar yarışmak,
kitap okumak , okuduklarını yanındakilerle paylaşmak ,üzerine tartışmak,
burnuna gelen taze süt mısır kokusuna yenik düsmek,
dondurmasina tavla oynamak,
raket,frizbi,su topu oynamak,
Su kayaği ,wind surf,paracaling yapmak,
kanoya , muz'a binmek,
hiçbirşey yapmadan öylece güneşte malak gibi yatmak,
akşam üzeri midyecinin tezgahını önüne alıp bol köpüklü birayı yanına arkadaş ederek hunharca yemek,
herkes gidip şemsiyeler teker teker kapanmaya başlayıncaya kadar sahilde kalmak,
akşam serinliğinde titreyerek denize girmek,
"Duşta birim","Ikiyim",.... bağrışları içerisinde evin yolunu tutmak,
Denizin kokusunu içine çekerek , ayagina kumun bulasmasina aldiris etmeden günbatimina karsi raki-balik sohbetleri yapmak,
Günbatimini fotoğraflamak,
ertesi günü erken kalklamnin endisesini tasimadan sabahlara kadar içmek ve dans etmek,
Sabahin ilk isiklarinda eve dönerken yönünü sahile çevirmek ve çiplak ayak kumsalda çocuklar gibi kosmak,
Öylece kiyafetlerle denize girmek ve ayilmak,
ve tekrar diledigimce yasabilecegim yeni bir güne baslamak
istiyorum...


Ve tüm bunlarızaman endişesi içerisinde telaşla,günleri sayarak yapmak istemiyorum.
Sanırım artık büyüdüm :P , bu sene ilk defa yarın için hesap yapmadan bir tatil yaptım ve yine öyle sanıyorum ki o nedenle bu defa geri dönmek çok canımı yaktı...
Neyse tüm bunlari bir kenara koyup size kisaca tatilde neler yaptik ondan bahsedeyim :))
Tatile baslarken hedefimiz Bodrum'da 3-4 gün kalip oradan Çeşme'ye geçmekti.
Yolculugumuzda bize Teyzem Nunu ve arkadasim Yasko'da eşlik etti.
Gece yolculuğunu çok istemediğimizden sabah ki feribot saatleri de geç olacagindan biz sabaha karsi 4 gibi
yola çikip eski usul Eskihisar-Topçular feribotuna bindik.(45 YTL)
Ne yalan söyleyeyim bu defa yol çok uzun geldi.Saat öğleden sonra 2 gibi evimize vardik.
Sevgili annecim ve kardeşim Batu bizi karşiladi, Batu'yu yaklaşik 1 aydir görmüyordum ve gözlerime inanamadim
boyu beni geçmiş, benim küçük sıpam sanırım artık delikanlı olmuş :)
Hal hatir aşaması hızlıca geçildikten sonra valizin en üstüne yerleştirilmiş mayolar giyildi ve istikamet Karaincir Koyu, marş marş!!
Geçen senelere oranla şezlonglar daha sıklastırılmış yani dipdibe yatıyorsunuz, yanınızdakinin midesi guruldasa duyacaksınız o derece.
Annemler orada "Emrah Kardeşler" in önünden denize girdiği için bizde onlara takılıyoruz doğal olarak,
heryerde oldugu gibi burada da wireless var ve ne mutlu bana yine 24 saat işe bağlanabileceğim !!:)
Gidenleriniz bilirler Karaincir'in denizi bir harikadir. Yani ev orada diye söylemiyorum ama Bodrum'un okadar koyunda denize girdim burasi gibi yok,
bir kere suyu soğuk (bayiliriiimm), dibi şıkır şıkır balıklarla birlikte yüzüyorsunuz ,koyun adı akvaryum olsa olurmuş neyse ki olmamış yoksa daha çok gezi teknesi gelirdi.Tekne dedim aklima geldi sizinle de basimiza gelen olayi paylasmak istiyorum.

Bir gün iskeleden atladik yine açiklara dogru yüzecegiz dogal olarak kafa suda , bir ara birinin bağırdığını duyarak kafayı kaldırdım bir tekne üzerimize geliyor ,kaptanıda camdan sarkmış bize bağırıyor " Çekilsenize,dikkat etsenize deminden beri düdük çaliyorum" diye , hoppala buyur buradan yak ,Ulen sen insanlarin yüzdügü
yere kadar gelmissin zaten iki adim ötesi kumsal sen dikkat edeceksin ben degil suyun içinde seni nasil göreyim, nasil duyayim??!!
Neyse biz tabi tutustuk mu kavgaya,birbirimize sarfettigimiz söleri söylemeye üseniyorum ve hizlica geçiyorum :))
Çikinca tabi durur muyum ,hemen sahil güvenligi aradim teknenin adini(Aþkolsun-adýnda meymenet yok :P) verip olayi anlattim ve sikayette bulundum.
Sahil güvenlik hiç beklemedigim bir sekilde çok ilgilendi, hatta tekrar bana geri dönüs yaptilar ve düzgün bir biçimde samandira koyulmayan
yerlerde teknelere malesef karisamadiklarindan bizlerinde dikkat etmemiz gerektiginden bahsedip tekneye siki bir denetim yapacaklarini,
konu hakkinda da uyarida bulunacaklarini ilettiler.
simdi siz "seni avutmuslardir" diyebilirsiniz ama ben telefonda ki sese inandim, en önemlisi şikayet ettiğim için rahatladim :D
Uzun lafin kisasi insallah olmaz ama teknelerle, su sporlari ile ilgili bir sikintiniz olursa bence çekinmeden ve düsünmeden Sahil Güvenligi arayiniz.
Bu arada belirtmek isterim emrah Kardeslerde sezlong'a ayrica para ödemiyorsunuz.Gün boyu zaten yiyip içtiginiz için ona da ayrica para istemiyorlar.
sürekli müsterilerinden de otopark parasi almiyorlar. Burasi ayni zamanda apart otel ama odalarinin içini görmedigim için bilgi veremeyecegim.
Tatilde Karaincir dışında bir kerede ASPAT Beach'te denize girdik , burası Karaincir'e göre biraz daha sicak ve tasli. Ama burasi çok büyük bir alan olduğu için kimsenin mide gurultusunu duymaniz gerekmiyor :) Girisi 25 ytl ve bu aslında tam olarak giriş ücreti sayilmaz, bu para karsiligi size bir bileklik veriliyor ve gün içinde bu para ile alisveris yapiyorsunuz eger paraniz biterse tekrar yükleme yapabilirsiniz.Yani aslında oldukça uygun.
Burasida yine ayni zamanda apart otel oda+sabah akşam açık büfe kahvalti+yemek 180 YTL , bana buda uygun geldi, ne dersiniz?
Elbette burada sadece hamak ve minder yok, bakalim neler varmis...
- Masa tenisi
- Bilardo
- Langirt
- Futbol ve voleybol sahalari
- Go-Kart
- Su sporlari
- Açik hava sinemasi ve konser için ufak bir alan
Yani aslinda günboyunca sikilmayacaginiz biryer. Zaten benim oraya asil gidis nedenim Wind Surf.Bu sene ki favori sporumuz da buydu. Ayhan hoca'dan 3 gün ders aldim , Ayhan hocamın bana bukadar hızlı öğreteceğini bileydim seneler önce giderdim. Hiç bukadar zevk alacagimi düsünmemistim,üstelik öyle çok kuvvetli rüzgarda da yapmadim birde onda yapabilsem kimbilir nekadar zevk alirim. İnşallah seneye biraz daha toparlarım.
Ders fiyatini merak ediyorsunuz degil mi , 80 YTL idi. Ancak sağolsunlar hiç öyle senin 1 saatin doldu hadi ders bitti gibi karşıdakini sitrese sokmuyorlar herkes nekadar koparsam kardır diye bakarken onlar hiç para hesabi yapmiyorlar. Hem de öğretmek için gerçekten çaba sarfediyorlar,
"Aman 3 gün tatile gelmiş zaten nekadar ögrenebilecek 2 taktik verir salarım suya" da diyebilirdi ama demedi , sağolsun çok ilgilendi. Eger yolunuz o tarafa düşerse ve Wind Surf ögrenmek isterseniz
http://sorfcuayhan.com/ sitesinden iletişim bilgilerini edinebilirsiniz.
2.günümde rüzgarla cebellesirken neredeyse diger koydan çikacaktim , bir türlü geri dönemedim , dönemedigim yetmiyormus gibi bir de sürekli açılıyordum.
Normalde tekne gezisinde tekne orada dursa ve herkes atlasa yüzse yine de çekinerek girebilecegim bir suda tek başımayım tabi görünürde, çünkü sahilden sürekli beni gözetliyorlar pilimin bittigini anladiklarinda yada ben yardim çağırdığımda gelip kurtarmaya hazır bekliyorlarmış
Ve tabi 1 saatlik bir çabanin sonunda pes ederek yardim istedim ,aslinda dönerdimde birde Zodyak'in keyfini çıkarmak istedim :P
Ama tataaaammmm 4. gün tek basima gittim ve tekrar geri geldim , bu beni yaris kazanmiscasina mutlu etti. Istanbul'a döner dönmez nerede yapabilirim diye
arastirma yaptim sadece Suadiye'den yanit geldi. Ders saatleri 50 ytl'imis. Kiralamak ise 40 ytl.Kira ücreti bana fazla geldi açikçasi çünkü Bodrum'da
25 Ytl'ye kiraliyorlardi.Bir haftasonu denemeyi planlıyorum size sonucu iletirim:)
Gelelim yeme içme olaylarına , bu sene tatilin en gözde atıştırmalığı annemin ekmek makinasında yaptığı limonlu kekti. Resmen başında kavga ettik :))

ikinci kavga nedeni babamın Antalya'dan evin önünden topladığı Incirlerdi , bu incirin üzerine tanımıyorum,bir hemen dalından yemeye hastayım bir de dolapta buzzz gibi soğuttuktan sonra...Ihhhh.ıhhh....olsada yesem!!

Veee atıştırmalıklar listemizin 3. ve son sırasında frenk yemişi başka bir adıda frencir, aslında birçok adı varama sayıpta kafanızı karıştırmak istemiyorum.Tadı çok lezzetli ama bir okadar da tehlikeli ve yemesi meşakkatli bir meyve.Kendisi kaktüsgillerden gelir , yumurta şeklinde turuncu ve üzeri silme diken doludur.öyleki değmenize gerek yok yakınında durun rüzgar size dorğu eserse farkında olmadan her tarafınıza onlarca diken batar,gözle görüp çıkarmanız ise oldukça zordur. Içinde ise bir sürü ufak çekirdeği vardır. o nedenle meyve yi çiğnemeden damağınızda ezerek 2-3 çevirip löp yutacaksınız :)) Iyi bilenler tarafından toplanmazsa ve soyulmazsa yerken ağzınıza bile batabilir. Dikenin battığı yere zeytinyağı sürerek çıkmasını bekleyebilirsiniz yok eğer hart hurt kaşınırsanız vücudunuza girer ve bir daha çıkmaz. Babam sağolsun hersene toplar ,ihtisas yapacak yakında,rüzgarın olmadığı saatte gidebilmek için sabah 5 'te kalkar. Bizim şaşkın Nüvit ve uydum akıl Batuhan akşam üzeri gittiler dönünce yağlı güreşe tutuşmak zorunda kaldılar :) Şimdi gözünüz korkmasın aman be ne zorum var böyle meyveyle uğraşacağım demeyin denemediyseniz bence deneyin,en azından sahilde tanesi 1 ytl'ye satılıyor. Çokta faydalı bir meyvedir ;kan yaptığı ve ishale iyi geldiği söylenir,en büyük özelliği de viagra özelliği taşımasıymış, benden söylemesi :D

Yemeklere gelince annem diye söylemiyorum evde yediğimiz yemekler dışarıda yediklerimizden çok daha iyiydi! Bu sene Bodrum'da ki balıkçılar bizi hayal kırıklığına uğrattı. Senelerdir gittiğimiz Karaincir-Turgutreis arasında ki "Kadir Reis'in Yeri" tam bir fiyaskoydu. Önden mezeler çabucak geldi ama hiçbirine bayılarak yemedim,Cunda'da ki mezeleri unutamamamdan mı acaba diye sesimi çıkarmadım başta ama sonra masada ki herkes teker teker dökülünce sorunun benden kaynaklanmadığı anlaşıldı.Neyse iyi kötü yedik mezeler artık bitti , hala kalamar yok ortada ,rakım ısınıyor (ben de mezesiz hiç içemem mereti) balık yok bekle bekle neyse yaklaşık yarım saat boş sofrada oturduk neredeyse sonra kalamar geldi ,inanın Istanbul'da Beylerbeyi'nde yediğim bundan çok çok daha lezzetli. Servisin ağırlığını hesaba katarak daha balıklar bitmeden kahve ve helvalarımızı istedik. Ama tahmin ettiğiniz gibi onları da bekledik, hem de helva olarak henüz demlenmemiş vıcık vıcık bir irmik helvası geldi:( Tek iyi yanı hesap iyi geldi kişi başı 25 ytl ödedik sadece.Çok olsaydı içime oturacaktı

Bir başka gün Nüvit ile başbaşa gidelim dedik , Gümüşlük ,Ortakent yada yine yakınlarda ki Fener'e gidelim dedik.Batu'nun akşam canı sıkıldığı için bizi erken beklediğini bildiğimizden çok uzaklaşmak istemedik ve Fener'e gittik.Ve ne yazık ki mezeler burada da lezzetli değildi :( Balık olarak bir değişiklik yapalım dedik ve dip balığı olduğunu söyledikleri Lagos yiyelim dedik.Işte bu çok lezzetliydi ama zaten olsa iyi olurdu çünkü kilosu 70 YTL idi :) Fener'in en güzel yanı manzarası aslında , mezelerimizi yerken usta WindSurf'culeri izledik.Bir ara ben makinamı kapıp kayalıkları aşarak güneşin batışını fotoğrafladım.

Özetle bu tatilde malesef sizlere mutlaka şuraya gidin ve şunu yiyin diyebileceğim bir yer olmadı. Sadece annemin telefonunu ve evin adresini verebilirim:D Yemekler anneden meyveler babadan derken tatilin başında planladığımız gibi Bodrum'u bırakıp Çeşme'ye geçemedik... Ve 1 haftanın sonunda huzurlu ve bir o kadarda hareketli ,eğlenceli bir tatili ardımızda bırakarak evimize doğru yola çıktık. Itiraf etmeliyim ki utanmasaydım yolda dönmek istemiyorum diye ağlayacaktım :S

NOT : Bu tatil fotoğraf açısından tam bir fiyasko!! lensimde leke varmış ve ben hiç farketmemişim zaten makinayı elime çok az aldım. Hep bildiğim yerler olunca aklıma gelmedi çekmek:(( En kısa zamanda güzel fotoğraflarla telafi edeceğim ,söz.

Hadi gelin şimdi fotoğraflara göz atalım...


Güne başlarken






















Fener'de gün batımı başlıyor..















yoldan geçerken durduğumuz köprü altı manzaraları















yolumuzun üzerinde "İznik Kuş cenneti" tabelasını görünce birden hevesle yola saptık ama tam bir fiyaskoydu, 8-9 tavuskuşu, bol sülün,keklik ve tavuktan oluşan bir çiftlik evi gibiydi. Birkaç poz çekip hemen kaçtık

;;

Template by:
Free Blog Templates