5 Temmuz 2009 Pazar
Öyle bir yer düşünün ki her sabah saat bile kurmadan sabahın 6 sında kalkıp kendimizi sokaklara vurduk. Güneşin doğuşunu-batışını herşeyini doyasıya yaşamak istedik. Bu tatile ilk karar verdiğimizde 4 günün bize fazlası ile yeteceğini düşünmüştük. Bozcaada gibi bir yer göreceğimizi düşünüyorduk. Ama çok yanılmışız ,o kadar çok yapılacak şey, görülecek yer ,tadılacak lezzet vardı ki günlerimizi çok dolu dolu yaşamamıza rağmen birçoğunu bu 4 güne sığdırmayı başaramadık
Şuanda olmasa bile yazının sonunda adaya nasıl gidileceğini öğrenmek isteyeceksiniz , ben şimdiden söyleyeyim :) Istanbul'dan Cunda'ya gitmenin en kisa yolu IDO'nun Bandirma'ya giden feribotlarini kullanmak. Feribottan indikten sonra Susurluk-Balikesir-Havran üzerinden adaya ulaşıyorsunuz. Gündüz gözü ile bu mesafeyi 2 saatte almanız mümkün ancak gece yolculuk yapacaksanız siz buna en az 1-1,5 saat daha ekleseniz iyi olur. Şu sıralar yol çalışması olduğu için biz gece tahminimizden daha geç saatte adaya varabildik.
Kalacağımız yerin sahipleri Hülya Hnm. Ve Bülent Bey bizi gecenin bir yarısı yollarda karşıladılar. Daha ilk andan itibaren sanki bir otele değilde arkadaş ziyaretine gitmişiz gibi hissettirmeyi başardılar. Son anda Ayışığı Butik pansiyonu (http://www.ayisigipansion.com) bulduğu için eşime bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Tüm adayı adım adım gezdim ve inanın burası kadar samimi ,sıcak bir pansiyona rastlamadım. Tabiki böyle düşünmemizin en büyük nedeni Hülya hnm. ve Bülent Bey’in varlığı :) Pansiyon bu sene ilk defa hizmet vermeye başlamış , paspasından kapı kulbuna, pikesine kadar herşey özenle seçilmiş ve büyük bir uyum içerisinde. Cunda’yı bir Cundalı gibi yaşamak istiyorsanız mutlaka burada kalmalısınız diyor ve sözü fotoğraflara bırakıyorum.
Gidilesi yerler :
1- ) 1.pateriça köyü ve 2.pateriça köyünü mutlaka ziyaret etmelisiniz. Köyler terk edilmiş izlenimi veriyor , şuanda yaşayan kimse yok. Eski rumlardan kalmış taş evler zeytin toplama zamanında kullanılıyormuş. Paramız olsaydı tüm köyü satın alırdık diye içimizden geçirip hayaller kurduk daha sonra burayı Güler Sabancı’nın satın aldığını duyunca hayallerimiz suya düştü!!
Üçüncü ve son durağımız Güvercin Adası Manastırı(Ayyorgi Manastırı). Eskiden burası korsanların günahlarından arınmak için geldikleri bir sığınakmış. Burada suyun dibi "Pina" larla kaplı , suyun berrak oluşu ve Pinalarında oldukça iri olması nedeniyle suyun üzerinden bile görmek mümkün. Son yıllarda pinalar koruma altın alınmış ve toplanması yasaklanmış. Umarım bu yasağa uyuluyordur :(
Çiplak , umurta , Günes, Yuvarlak, Kamis , Kilavuz, Tasli, Yelken,Yanliz, Küçük maden, Hasir, Dolap, Kutu, Balik, Çiçek, Kayabasi, Kiz, Poyraz, Tavuk
3-) Pateriça Koylarına giderken sağ tarafta sitelerin arasında bir koy var biz 2 gün orada denize girdik. Sahili biraz taşlık ama iskeleden girerseniz sorun olmaz. Deniz oldukça temiz ve tam istediğim gibi soğuk :)
4-) Mutlaka sabah 7 sularında kalkıp eski rum evleri, taş evleri arasında sokaklarda yürümeli ve fotoğraf çekmelisiniz.
Beni gören bir temizlik görevlisi benim yapamadığımı yaptı :)
7-) Taş kahvede çay , türk kahvesi içmeden ,sakızlı kurabiye yemeden gelmeyin. Gerçi sakızlı kurabiye Bozcaada’da ki ile kıyaslanamaz orada çok daha güzeldi. Burada biraz sanki sakız konusunda pintilik yapmışlar :D
Tadılası Lezzetler :
1-) Bay Nihat ‘tın mezelerinin tadına bakmalısınız. Biz deniz börülcesi , kekikli fener kavurma , balık kokoreç ,karides,rokalı yeşil salata(!),patlıcan salatası,kırmızı biber’in tadına bakabildik çünkü akşam üzeri çok acıkıp birşeyler atıştırmak zorunda kalmıştık. Sakın “eee bunlar bildik mezeler zaten” demeyin tadın farkı göreceksiniz. Fiyatlar aslında adanın heryerinde aşağı yukarı aynı. Tüm bu mezelerle birlikte 3 bira 1 tek rakıya 140 Ytl verdik.
2- ) Cunda Balık Evinde de bir akşam yemeği yemenizi öneririm. Burası Bay Nihat’ın tersine daha samimi ve sıcak bir mekan ahşap maviye boyanmış sandalyeleri ile sahilden uzakta sokak arasında hizmet veriyor. Kendine özgü çok değişik Girit mezelerinden mutlaka tatmalısınız. Biz ne mi yedik ??
- Sıcak ot (burada bahsi geçen ot “Deniz fasulyesi” ,üzerinde bol sarmısaklı yoğurtlu nefis bir sos ile sunuluyor)
- Deniz Mücver ( Mücverin üzerine koyulan peynirin tuzu dışında harika bir lezzet)
- Şaraplı ahtapot (Bununda içinde yine aynı peynirden olduğu için bana biraz tuzlu geldi ama onun dışında başarılıydı)
- Balık salata (bunu pek beğenmedim Fener balığı çok sert geldi )
- Rokalı yeşil salata
Burada da 2 tek rakı , 3 bira içildi yine 140 ytl hesap ödedik.
3-) Sıra geldi tatlılara ; sahil boyunca lokmacı ve meşhur sakızlı dondurması göreceksiniz. En iyi lokmanın İmparator ‘da yapıldığı tiyosunu aldık, hemen taş kahvenin karşısında ,zaten görmekte zorlanmayacaksınız çünkü önünde bitmek bilmeyen bir kuyruk var. Gerçekten lezzetliydi ama sadece bir gün yiyebildik:(
Ada üzerinde ki yediğimiz en lezzetli Sakızlı dondurma ise hediyelik eşyaların satıldığı sokak başında ki yerde satılıyordu. Ama son gün Ayvalık çarşısı içerisinde Lorlu tatlı yemek için gittiğimiz İMREN pastahanesinde yediğimiz sakızlı dondurma bence bir numaraydı. Keşke daha once gitseymişiz :((Lor tatlısına gelince şekerli tatlılarla pek aram olmadığı için bayıldım diyemem ama bu tarz tatlılardan hoşlananlar için bence başarılı. (Zaten en iyisi İmren’de yapılıyormuş:) )
4-) Ve tabiki tatmadan ,almadan dönmeyeceğiniz Cunda’nın olmazsa olmazlarından Zeytinyağı,zeytin ve peynirleri. Hülya hnm. her sabah bizi lor peynirinin farklı lezzetleri ile tanıştırdığı için son gün semt pazarına uğramadan edemedik. Sağolsun Bülent Bey o sıcakta işini gücünü bırakıp bize pazarda rehberlik etti. Sayesinde alabileceğimiz en güzel peynirleri , zeytinleri aldık. Aşağıda telefon numaralarını da veriyorum çünkü İstanbul’a da kargo ile satış yapıyorlarmış. Bence mutlaka deneyin, çünkü fiyatlar oldukça makul hiçbirşey kaybetmeyeceğinizi garanti ederim.
Etiketler: Ege
4 Comments:
-
- Adsız said...
6 Temmuz 2009 01:20Burcucum ne dicemi şaşırmış durumdayım..?! hem çok mutlu oldum hem de seni acayip kıskandım:-) eline yüreğine deklanşörüne sağlık canım benim öpüyorum seni çok..sevgiler- Burcuva said...
6 Temmuz 2009 09:50Canımcım , beğenmene çok sevindim. Gitmediysen inşallah birgün gitme fırsatı bulursun ve en az benim kadar zevk alırsın...Benden de sana kocaman bir öpücük geliyooorrr...yakaladın mı :D- Adsız said...
13 Temmuz 2009 04:11Reis kesin balık tutmaya ya da dalmaya uygun yerleri tespit etmiştir. Birlikte gittiğimizde tutamazsınız bizi. Ayrıca orada çok şahane mangallık yerler biliyorum. Oğlan biraz büyüsün kesin ordayız :)- Burcuva said...
14 Temmuz 2009 12:58Reis balığın kaynağını buldu Levrek avlama konusunda Cunda'da hatırı sayılır Bülent Bey ile arkadaş oldu:)) İnşallah gideriz Melih'cim çok güzel olur..