3 Mayıs 2009 Pazar

Bozcaada

ilk defa 2007 de gittiğimiz Bozcaada'ya 2008'de de gitmeden edemedik. Ama bu defa arabayla gitmek yerine tura katılmayı tercih ettik. İyiki de öyle yapmışız çünkü çok şeker bir tur grubumuz vardı yol boyunca güldük , yolun nasıl geçtiğini bile anlamadık. Bu gidişimizde Gezievi'nde kaldık. Merkeze yakın ama diğer pansiyon ve otellere göre nisbeten daha uzakta çok şirin bir pansiyon. Zaten yatmadan yatmaya girdiğimiz odalarımızın benim için temiz olması yeterli. 2007 'de kaldığımız Adahan pansiyon ise Merkez'de yine aynı standartlarda bir pansiyondu. Her ikisinde de sahipleri tarafından çok sıcak karşılandık ve misafirmişizcesine ağırlandık.


Bu defa Ağustos ayında gittik ve daha rahat denize girebildik :) Bir önceki sene Temmuz ayında gitmiştik ve soğuktan bütün vücudumuz uyuştuğu için yüzemez hale gelmiştik.(ki ben soğuk deniz seven biriyimdir)
Bozcaada için lafı fazla uzatmayacağım gittiğinizde mutlaka yapmanız gerekenleri şu şekilde özetleyebilirim ;
1-) Yaz sezonunda geldiğinizi varsayarak Ayazma Plajında denize girmeden adadan ayrılmamanızı tavsiye ediyorum. Soğuk deniz sevenler için birebir ama az öncede dediğim gibi sezonuna göre dondurucu bir soğuğada denk gelebilirsiniz ,denize giremeyecek miyim diye üzülmeyin... Akvaryum plajı Ayazma plajına göre oldukça sıcak bir nokta. Yanlız burası unutulmuş bir bölge gibi bırakın şezlong bulmayı tuvalet bile yok :(
Ayrıca bildiğim kadarıyla bu bölgeye dolmuş seferi yok özel aracınızla yada motorsiklet kiralayarak gidebilirsiniz. Kendinize güveniyorsanız Bisiklette olur :)

2-) Eğer Ayazma plajında denize girmeye karar verdiyseniz Vahit'in Yeri'nde yemenizi öneririm hatta tek geçerim. Özellikle tavsiye edeceğim birşey yok çünkü herşey çok güzel..

3-)Şarap Fabrikalarında ufak bir gezinti ; Talay'ın merkezde ki fabrikasında talep
ettiğiniz taktirde şarap yapımının da anlatıldığı ufak bir tur düzenleniyor. Tur şarap tadımı ile son buluyor. Mutlaka damak tadınıza uygun bir şarap bulacaksınız.










4-) Talay'dan alacağınız bir şişe şarabınızla birlikte Güneşin batışını seyretmek için adanın en batısında yer alan rüzgar güllerine gitmelisiniz. Keşke Güneş daha yavaş batsa diyeceksiniz....

5-) Ada cafe 'de Ege 'ye özgü değişik otlarla sotelenmiş "balık sote" ile şarap içmelisiniz.. Tadı hala damağımda , balığı hiç bu şekilde yememiştim. Biliyorum kulağa ilk başta garip geliyor ama inanın pişman olmayacaksınız..













6-) Yemek sonrasında yediklerinizi hazmedebilmek için adanın merkezinde kurulan tezgahlar arasında gezip hem kendinizi hem de sevdiklerinizi şımartacak el yapımı hediyelik eşyalar, takılar alabilirsiniz.









7-) Yediklerinizin sindiğinden emin olduktan sonra Belediye binasının yanında ki Çınaraltı Çay Kahvesinde sakızlı bir Türk kahvesinin zamanı gelmiş demektir. Eğer kahvenizi "sakızlı" isterseniz kahvenin yanında Captain Black sigara ve kırmızı şarap likörü ikram ediyorlar. ee.. var mı sizden keyiflisi?!!!

8-) Ee..tabi dönmeden önce mutlaka sokaklarında gezmenizi öneririm...



9-) Veeee.. son olarak hemen Ada Cafe'nin ön tarafında satılan kasa kasa üzümlerden, domates reçelinden ve sakızlı kurabiyelerinden almadan adayı terketmeyin..
Benden söylemesi sizden uygulaması :)

0 Comments:

Post a Comment



Template by:
Free Blog Templates